Pandemi dünyanın dengesini bozdu.
Dünya süper gücü Amerika Birleşik Devletleri’nde enflasyon bir önceki yıla göre 4 kat arttı.
Aynı şekilde dünya ekonomi çarkının güçlü bileşeni Avrupa Birliği ülkelerinde de enflasyon 4 kat arttı.
Türkiye’de aynı şekilde bir önceki yıla göre enflasyon aynı miktarda arttı.
Avrupa’da birçok sektörde çarklar durdu. Özellikle havayolları ve taşıma sektöründe sorun var. Kopan tedarik zincirleri bir türlü tamir edilemiyor. Almanya ve bazı Avrupa ülkeleri taze işgücü bulma peşinde.
Rusya bu yıl Avrupa Birliği ülkelerine gaz vermeyeceğini açıkladı. Almanya ve Fransa daha şimdiden vatandaşlarını enerjiyi kullanmada tasarruflu davranmaya çağırıyor. Rusya-Ukrayna savaşının bitmemesi halinde Avrupa bu kışı sıkıntılı geçirecek gibi.
Ekonomistler gelişmiş ekonomilerin resesyona gireceğini iddia ediyor. Yani durgunluktan bahsediyorlar.
Çin birkaç yıldan buyana ne bulursa topluyor. Aklınıza ne gelirse…
Çin ile Hindistan arasındaki gerginlik artıyor. Sınır çatışmasında 20 Hintli, 4 Çinli asker hayatını kaybetti. Çin ile ABD arasında ise Tayvan gerginliği var. Çin, ABD’nin Tayvan sorununa burnunu sokmamasını istiyor. ABD ise Çin’in yumuşak karnı Tayvan’ı kaşımaya devam ediyor.
Halk arasında ‘atlar tepişir ezilen çimler olur’ diye bir söz var. Atlar tepişiyor ve gerçekten de çimler eziliyor. Ezilme bu noktada kalacak mı? Sorulan soru bu?
Enerji darboğazının dünyayı götürdüğü bir nokta var. Dünya büyüyor ve her geçen gün daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Enerji ise belirli ellerde... Rusya gibi enerjiyi silah olarak kullanan çok devlet var. Petrolün varili zaman zaman 120 dolara kadar yükseldi. Doğalgazsız bir dünya düşünülemiyor. Fiyatlar o kadar yükseldi ki insanlar tükettikleri enerjinin maliyetini karşılamada güçlük yaşıyor. Türkiye’de doğalgaz faturalarının yüzde 75’ini devlet karşılıyor.
Tüm bunlar bütün dünyanın gözleri önünde yaşanırken faturayı Erdoğan’a kesmeye çalışan bir muhalefet var. Onlara bakılırsa dünyadaki tüm olumsuzlukların kaynağı Erdoğan… Hayat pahalılığının da, artan döviz fiyatlarının da, yükselen enerji maliyetlerinin de sebebi o.
Bir tarafta tüm dünyanın canını yakan ekonomik sıkıntılar var, diğer tarafta yalan. İnsanımız yalana inanır mı dersiniz? Bence inanmaz. Ana muhalefetin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na atfedilen ‘yalancı’ yakıştırması son dönemde ciddi manada ayağına dolanmaya başladı. Tabi Erdoğan’ın kendisini tanımladığı ‘Bay Kemal’ hitabında kastettiği anlam bu olunca konu öncelikli bir mesele haline geldi. CHP uzun zamandır halk nezdinde tutan bu tanımlamadan kurtulmaya çalışıyor. “ Ben bu yakıştırmadan nasıl kurtulurum? “ diye çok düşünmüş olmalı ki, sonunda ‘Bay Kemal’ sıfatını kendini yakıştırmaya başladı Kemal Kılıçdaroğlu. Aslında ‘Bay Kemal’ sıfatında bir sorun yok. Ancak baktı olmuyor, ‘en iyisi bu titri ben kullanmaya başlayayım´ diye düşündü. Şimdi artık vaat bildiren sloganlarında ‘Bay Kemal Sözü’ ifadesini kullanıyor. Tuhaf. Gerçekten tuhaf.
Dünyanın gündemi başka, muhalefetin gündemi başka. Bay Kemal’in gündemi ise daha başka…
Gelinen noktada şunu belirtmek isterim ki, ‘durum ciddi’. Mesele Bay Kemal’in vizyonunu aşıyor. Dünya hızla üçüncü dünya savaşına doğru gidiyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bay Kemal sözü, üçüncü dünya savaşını ben durduracağım” kükremesini duyar gibiyim.