Serik’te 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü dolayısıyla düzenlenen anma programı, Çınaraltı Meydanı’nda yoğun katılımla gerçekleşti. Bayraklarla yapılan yürüyüşün ardından başlayan etkinlikte şiirler okundu, dualar edildi, semazen gösterileri ve video sunumlarıyla 15 Temmuz’un anlamı bir kez daha hatırlatıldı. Program, sela okunmasıyla sona erdi.

KUMBUL; “O GECE, SOKAĞA ÇIKAN YURTTAŞLARIMIZ YALNIZCA BİR DARBEYE KARŞI DEĞİL, GELECEĞİMİZE YÖNELEN BİR TEHDİDE KARŞI DA ‘DUR!’ DEDİLER.”

Serik Belediye Başkanı Op. Dr. Kadir Kumbul, yaptığı anlamlı konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “ Bu akşam burada, milletimizin bağımsızlık ve demokrasi uğruna verdiği büyük mücadeleyi anmak, şehitlerimize olan minnetimizi dile getirmek, milli birlik ruhumuzu pekiştirmek, milletimizin kararlılığını, cesaretini ve vatan sevgisini bir kez daha hatırlamak ve hatırlatmak için toplanmış bulunuyoruz.

15 Temmuz 2016 gecesi, tarihimizin en karanlık gecelerinden biri olarak başlamış; ancak milletimizin cesareti, inancı ve kararlılığıyla bir destana dönüşmüştür.

O gece, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden meydanlara çıkan kahramanlarımız, tankların ve mermilerin karşısında dimdik durarak, Türk halkının bağımsızlık uğruna neler yapabileceğini tüm dünyaya haykırmıştır.

Bu direniş, sadece bir darbe girişiminin engellenmesi değil; aynı zamanda milletimizin iradesine, özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkma kararlılığının en güçlü ifadesidir.

15 Temmuz’da yaşananlar: ‘Bir milletin kaderini ancak o milletin kendisi belirler’ sözünün ete kemiğe bürünmüş halidir.

O gece, sokağa çıkan yurttaşlarımız yalnızca bir darbeye karşı değil, geleceğimize yönelen bir tehdide karşı da ‘dur!’ dediler. Yaşadığı kenti, ülkesini, çocuklarının yarınlarını korumak adına hayatlarını hiçe sayarak ayağa kalktılar. O nedenle 15 Temmuz, sadece bir direnişin değil, halkın demokrasiye olan sadakatinin de bir simgesidir.

Demokrasi, sadece oy verme günlerinde değil, hayatın her anında ve her alanında ihtiyaçtır. Her kurumun şeffaf, denetlenebilir ve halk yararına çalıştığı, hukukun üstünlüğünün güvence altında olduğu bir düzen; hepimizin ortak arzusu ve sorumluluğudur.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ sözü, bizim için yalnızca bir ilke değil, aynı zamanda bir yol haritasıdır.

Bizler, yerel yöneticiler olarak görevimizi bu bilinçle yürütüyoruz. Ayrıştıran değil birleştiren, ötekileştiren değil kucaklayan bir anlayışla; halkımızın huzuru, güveni ve ortak geleceği için çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki; demokrasi ancak katılımla, adaletle ve eşitlikle yaşatılır.

Bugün burada bir kez daha tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize minnet duygularımı iletiyorum. 15 Temmuz’un bize bıraktığı en büyük ders; hangi görüşten olursak olalım, söz konusu vatan olduğunda omuz omuza durabilmenin ne kadar kıymetli olduğunu ve millet iradesinin karşısında hiçbir gücün duramadığını görmüş olmamızdır.

Laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatmak ve güçlendirmek hepimizin görevidir. Bu ortak sorumluluk bilinciyle, halkımızın gösterdiği cesaretin ve direnişin anlamını unutmadan, hep birlikte daha aydınlık ve refah dolu yarınlar için çalışmalıyız.