1994 doğumlu Yazgı Azman, küçük yaşlardan itibaren görsel sanatlara ilgi duyan bir isim. Lise yıllarında grafik tasarım eğitimi alarak başladığı sanat yolculuğunu, Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ve ardından Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı’ndaki yüksek lisans eğitimiyle taçlandırdı. Bir dönem özel bir kolejde resim öğretmenliği yapan Yazgı, sanatla dolu yolculuğunu dövme sanatıyla bambaşka bir boyuta taşıdı.

Tesadüfle Başlayan Serüven

Dövme sanatıyla tanışması ise tamamen tesadüf. Çevresindeki arkadaşlarının “Sen çok yeteneklisin, dövme de yapabilirsin” sözleriyle ilk denemesini yapan Yazgı, bu alana olan ilgisini kısa sürede fark etti. Üretme heyecanının dövme sanatıyla yeni bir boyut kazandığını söyleyen Yazgı, eğitim almak için Cleopatra Ink Akademi’ye başvurdu ve burada iki aylık yoğun bir eğitim sürecinden geçti. Eğitim sonrası Cleopatra Ink’ten gelen iş teklifiyle planlarını değiştiren sanatçı, yaklaşık dört yıldır Antalya’daki Cleopatra Ink stüdyolarında dövme sanatçısı olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Sanattan İlhamla Deriye İşlenen Hikâyeler

Yazgı, ilhamını doğadan, duygulardan ve insanların anlattığı küçük hikâyelerden alıyor. Güçlü görsel hafızası ve sanat eğitiminin de katkısıyla, her dövmeye estetik bir yorum katmayı önemsiyor. Özellikle anlam taşıyan ve kişisel hikâyeler barındıran dövmeleri yapmaktan büyük keyif aldığını belirten Yazgı, “Sanatı tuvalden alıp insan bedenine taşımak ve bunun kalıcı bir iz bırakması beni derinden etkiliyor” diyor.

Tarzını zaman içinde bolca deneme ve gözlemle oturtan Yazgı; minimal, çizgisel fine line, mikro realizm, renkli realizm ve siyah beyaz realistik dövmeler üzerine çalışmayı tercih ediyor. Dövme yapım sürecinde ise kişiye özel tasarım anlayışıyla ilerliyor. Photoshop destekli görsel sunumlarla tasarımın önceden vücutta nasıl durduğunu kişiye gösterip, onay alındıktan sonra uygulama aşamasına geçiyor. Hijyen ve estetik kaygıyı ön planda tutarak, her tasarımda özenli ve kişisel özel bir yaklaşım benimsiyor.

Zorlukları ve Tutkusuyla Mesleğe Bağlılığı

Dövme sanatçılığının en büyük zorluğunu, her çizgide maksimum dikkat ve geri dönüşü olmayan bir iş yapmanın baskısı olarak tanımlayan Yazgı, farklı cilt yapıları ile çalışmanın dikkat ve özen gerektirdiğini vurguluyor. Uzun saatler süren seanslar ve mental yorgunluğa rağmen, işini büyük bir tutkuyla yaptığını belirtiyor.

Dövme Trendleri ve Gelecek Yorumları

2024’te en çok tercih edilen dövmelerin kesinlikle minimal ve ince çizgili tasarımlar oldugunu beliryen Yazgı, özellikle bilek, ense, kulak arkası gibi bölgelerde zarif ve sade tasarımlar öne çıktığını belirtti. Bunun yanında gotik kelebekler, küçük kanatlar ve bulutlu gece temalarında  popülerliğinden bahsederken insanların artık sadece estetik değil, anlamı olan dövmelere yöneldiğini hatta kartpostal hissi veren, anı ya da duygu yüklü tasarımlar çok ilgi gördüğü sözlerine ekledi. 

2025’te ise bu anlam odaklı yaklaşım daha da derinleşeceğini kadınların genelde çiçek kelebek küçük ama sembolik dövmelere yöneldiğini, erkeklerim ise omuz, göğüs, bacak ya da sırt gibi büyük alanlara detaylı çalışmaların daha çok tercih edildiğini söyledi.

2025 için ise soft renk geçişli suluboya dövmelerin, eskiz tarzı ve dotwork tekniklerinin öne çıkacağını belirten Yazgı, dövmenin artık sadece estetik bir unsur değil, kişinin ruhunu ve hikâyesini yansıtan özel bir anlatım biçimi haline geldiğini söylüyor.

Gelecek Hedefleri

Sanatın ve dövmenin hayatının merkezinde olduğunu söyleyen Yazgı’nın en büyük hedefi, yurt dışına açılıp uluslararası dövme festivallerine katılmak ve kendi tarzını tüm dünyaya duyurmak.Uzun vadede ise dövme stüdyosu ve sanat atölyesini bir arada barındıran bir sanat alanı kurmak istiyor.

Genç sanatçılara ilham olmayı, onlara eğitim vermeyi ve bilgi birikimini paylaşmayı da hedefleri arasında sayıyor.

“Cesur Olun, Kendinizden Bir Parça Taşıyın”

Dövmenin bir desen ya da süsten öte, kişisel bir iz ve hatıra olduğunu söyleyen Yazgı, dövme yaptırmak isteyenlere şu mesajı veriyor:

“Bu sadece bir süs değil, kendinizden bir parça. Cesur olun ve gerçekten sizi anlayan, ruhunuzu hisseden bir sanatçıyla çalışın. O zaman dövme, sadece bir çizim değil; bir hatıraya ve sanat eserine dönüşür.”

Haber: Canan Şayir

Fotoğraf: Ahmet Çakır